II. Dünya Savaşı bitmek üzere oldu günlerde, yalnız bir madenci kendisini kuzey Finlandiya'nın ıssız, kavrulmuş toprak manzarasında bir Nazi inzivasının çapraz ateşinde bulur. Ancak bu madenci sıradan bir madenci değil. Naziler onun değerli altınını çaldığında, zorluklar karşısında metanet, kararlılık ve cesareti temsil eden Fince bir kelime olan "sisu"nun ruhunu temsil eden biriyle kavgaya tutuştuklarını hemen anlarlar. Kararına sıkı sıkıya tutunan madenci, tek kişilik bir orduya dönüşür ve Nazilerle asırlardır süren bir savaşta karşı karşıya gelir. Naziler ona ne yaparsa yapsın, haklı olarak kendisine ait olanı geri almak için imkansız olasılıklara meydan okuyarak geri adım atmayı reddediyor.