1960’lı yıllarda siyah ve beyaz ayrımı hiç olmadığı kadar artmıştır. Aynı zamanda kadınlara tanınan hak ve özgürlükler de engellenmeye çalışılmaktadır. Bütün dünya genelinde bu dönemlerde başlayan hak arayışı gün geçtikçe başarısına başarı katmaktadır. Grace Gordon, bu dönemde yaşamaya çalışan, özgürlüğüne ve finansal bağımsızlığına dikkat eden bir kadındır. Grace babasını kaybedince, güneydeki memleketine gitmeye karar verir. Güneyde Grace, babasının bankada hiç para bırakmadığını görür. Henüz bir eşi olmayan Grace bu bölücü atmosferde kendi özgürlüğünü nasıl koruyacağını düşünmektedir. Bu sırada güneydeki siyah ve beyaz ayrımı da hiç olmadığı kadar göze çarpmaktadır.